
Türkiye’de kişi başına düşen yıllık su miktarı, su kıtlığı sınırı olan 1.000 metreküpe yaklaşmıştır. Mevcut durum ülkeyi “yüksek su stresi altındaki ülkeler” kategorisine sokmuştur.
Türkiye’de son aylarda yağışların az olması ve barajlardaki su doluluk oranlarının düşmesi, kuraklık riskini bir kez daha ülke gündemine getirdi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. kişi başına düşen yıllık su miktarı 1000 metreküpe yaklaşıyor, bu su kıtlığının sınırı. Madem yok, mevcut döngüyü iyi kurgulamalıyız. İyi kuramazsak sorun yaşarız.”
Yılbaşından bu yana yağışlar önceki yıllara göre çok daha düşük olmuş ve bazı barajlar tamamen kurumuş. 2015’ten bu yana yağışlarda sürekli bir azalma görüyoruz, bu bir ülkenin ciddi bir kuraklıkla karşı karşıya kalması için endişe verici bir durum” dedi.
Bursa’yı örnek veren Çakmakcı, “Nilüfer Barajı’nda su kalmadığını, Doğancı Barajı’nda yüzde 38 civarında su kaldığını görüyoruz. Aynı zamanda İstanbul’daki barajlarda da yüzde 35’e ulaştı. Bu nedenle önceliğimiz içme suyu ihtiyacını karşılamak olmalıdır.”
Acil önlem alınması çağrısında bulunan Çakmakcı, “Akdeniz ülkeleri arasında küresel ısınmadan en çok etkilenecek ülkeler arasında Türkiye birinci sırada. Sürekli artan sıcaklıklar ve ciddi şekilde azalan yağışlar hiçbir ülkenin küresel ısınmanın neden olduğu felaketlerden kurtulmasına imkan vermeyecek. Yine de, En çok etkilenecek ülkelerden biri de Türkiye’dir.”
Kuraklık haritalarından durumun ciddiyetine vurgu yapan Çakmakcı, “2000, 2010, 2021 ve 2023 yılı kuraklık haritalarına baktığımızda riskli koyu kırmızı alanların siyaha döndüğünü görüyoruz. Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, , Mersin’den başlayarak Konya, Ankara, Balıkesir’i içine alan geniş bir bölge ve yoğun nüfuslu Marmara Bölgesi, olağanüstü kuru bir bölge olarak tanımlanıyor.”
Su döngüsü
Çakmakcı, “acil önlem alınması gerektiği” uyarısında bulunarak, “su döngüsüne” dikkat çekerek, tarımsal sulamada kullanılan sudan şehirlerdeki peyzaj alanlarının bile bu önlemler doğrultusunda planlanması gerektiğini vurguladı.
“Suyun yaklaşık yüzde 72’sini tarımsal sulamada kullanıyoruz. Bu nedenle acilen daha az su tüketen ürünlerin kullanılmasını sağlamamız gerekiyor” dedi.
Sulama yöntemlerinin değiştirilmesine ilişkin ise şunları kaydetti: “Tarımsal üretim olmazsa gıda arzında sıkıntı yaşarız. Bunun ekonomik olarak ciddi etkileri olur. Ayrıca illerimizin çoğunda içme ve kullanma suyu tesisleri ve peyzaj düzenlemeleri olan illerimiz, Bu nedenle su tüketimi az olan peyzaj bitkileri tercih edilmelidir.Örneğin çimen çok su isteyen yeşilliktir.Bunun yerine daha az su isteyen ve görselliği olan ama daha az su isteyen peyzajlar oluşturmak daha uygun olacaktır. bakımı daha kolaydır.”
“Tedbir olarak gri su da önemli bir su kaynağı. Bu nedenle bu gri suları ileri düzeyde arındırıp ikinci veya üçüncü kullanıma göndermemiz gerekiyor. Bunların hepsi Türkiye’deki su döngüsüne katkı sağlayacak önleyici tedbirler. mesela 2001 yılında 274 barajımız vardı bugün 968 barajımız var 968 barajı ve su depolarını ne kadar çoğalttığımızı gösteren bir olgu bu yüzden ülkemizi kurtarmak için önlem ve bilinçlendirmeye ihtiyacımız var. su kıtlığından” diye ısrar etti.
Daily Sabah Bülteni
Türkiye’de, bölgesinde ve dünyada olup bitenlerden haberdar olun.
BENİ KAYDET
İstediğiniz zaman abonelikten çıkabilirsiniz. Kaydolarak Kullanım Koşullarımızı ve Gizlilik Politikamızı kabul etmiş olursunuz. Bu site reCAPTCHA tarafından korunmaktadır ve Google Gizlilik Politikası ile Hizmet Şartları geçerlidir.
.
More Stories
Soğuk ramazan gecelerinde keyif için sıcak içecekler
DNA Sonatı: Beethoven’ın saçı, ölümüyle ilgili genetik fikir veriyor
Kalp kırıklıklarını iyileştirmek: NZ, gençlerin ayrılıklarına yardımcı olmak için 4 milyon dolarlık bir program başlattı