Mart 31, 2023

Diyarbakır Haber

Diyarbakır Haberleri

Bir kış sevgilisi: Avrupa’nın ortasında, romantizm Prag’ı ele geçirdi

Avrupa’nın kalbinde, etrafı Polonya, Almanya, Avusturya ve Slovakya ile çevrili Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag, Avrupa şehirleri arasında en çok turist alan yerler listesinde önemli bir yere sahip. Dondurucu bir kış gününde eksi 11 santigrat derecede (12 Fahrenheit derece) gittiğim Prag’ın ev sahipliği yaptığı kalabalık bana bunu zaten kanıtlamıştı. Yazın ya da baharda Prag sokaklarındaki kalabalığı hayal edemiyorum.

Bu nedenle Prag’a hangi mevsim gitmeliyim sorusu kafanızı karıştırabilir. Şubat ayında Prag’a gitmiş biri olarak şunu söylemeliyim ki Prag kesinlikle kışın sevgilisidir. Kışın kasvetli ve soğuk havasının en çok yakıştığı şehirlerden biri Prag. Tabii coğrafi konumu göz önüne alındığında kış mevsiminin oldukça dondurucu geçtiğini söylemeliyim. Bu kış güzelliği için soğuğa dayanabilirim diyorsanız Prag bu kış sizi ağırlamak için can atıyor olacak. Soğuğu sevmeyenlere ilkbaharda gitmelerini tavsiye edebilirim çünkü yaz aylarında gündüzleri çok sıcak olur ve gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkını beğenmeyebilirsiniz. En önemlisi de yaz aylarında Prag’ın turist akınına uğradığını düşünürsek şehrin tadını çıkarmadan dönebilirsiniz.

Prag, Çek Cumhuriyeti’nde kış. (Fotoğraf: Özge Şengelen)

Prag’da her tür seyahat tutkununa hitap eden bir şey var. Muhteşem manzaralar istiyorsanız gezmeye doyamazsınız. Farklı mimarilere ilginiz varsa Prag başınızı döndürebilir, sanat aşığıysanız bu şehirdeki müzeler susuzluğunuzu çok güzel giderecektir.

Şimdi bu kadar keyifli bir gezi sunan bu şehirde kaç gün kalsam diye düşünebilirsiniz. Cevabım tabii ki uzun bir zaman ayırmanız gerektiği olacaktır.

Prag, Çek Cumhuriyeti'nin hareketli kış sokakları.  (Fotoğraf: Özge Şengelen)

Prag, Çek Cumhuriyeti’nin hareketli kış sokakları. (Fotoğraf: Özge Şengelen)

O halde gelelim gezi denince bir avuç dolusu olan bu şehri en kolay nasıl keşfedebileceğimiz bölümüne. Prag’da bulunan şehir Praha 1, Praha 2 ve Praha 3 olarak birçok bölüme ayrılmış ancak turistik yerlerin çoğu Praha 1 Bölgesi’nde bulunuyor. Elbette başka bölgelerde de gezilecek yerler var. Prag gezinize şehrin kalbi ve en turistik noktası olan Eski Kent Meydanı’ndan başlayabilirsiniz.

Eski şehir Meydanı

Çoğu arama motoruna Prag yazdığınızda, şehrin kalbi ve en turistik yerlerinden biri olduğu için muhtemelen ilk sonuç Eski Şehir Meydanı olacaktır. Öncelikle şunu söylemeliyim ki Eski Şehir Meydanı’nda ve aslında Prag’ın pek çok yerinde fotoğraf çekerken fotoğraf karelerinizde tanımadığınız birçok yüzü ölümsüzleştirebilir, onların fotoğraflarında ölümsüzleşebilirsiniz. Çünkü çok kalabalık olabilen bir meydan.

Şehrin hemen hemen tüm sokaklarının birbirine bağlandığı bu meydanda ünlü Astronomik Saat ve Tyn Kilisesi bulunuyor.

Eski kasabayı dolaşırken, havada bir direk tutan birini de göreceksiniz. Sigmund Freud’u temsil eden bu heykel de oldukça ilgi çekici.

Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da kış geceleri görülmeye değerdir.  (Fotoğraf: Özge Şengelen)

Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da kış geceleri görülmeye değerdir. (Fotoğraf: Özge Şengelen)

Astronomik Saat

600 yıl önce yapılan ve halen çalışmakta olan Astronomik Saat, dünyanın çalışan en eski saati olup, her saat önünde toplanan kalabalıkla ününü hemen ortaya koymaktadır. Her saat başında gerçekleşen yaklaşık bir dakikalık animasyon, saatin önünde inanılmaz bir insan kalabalığı oluşturuyor.

Efsaneye göre Usta Hanus, bu saat için üç farklı saati tek bir saat içinde bir araya getirmiş. Kısa sürede tüm Avrupa’ya yayılan saatin ünü, diğer şehirlerin hükümdarlarının da kendilerine bir saat istemelerine neden olmuş ancak Çek kralı buna izin vermemiş ve bunun olmasını engellemek için saati yapan usta saatin gözleri kör oldu. Rivayete göre usta bu vahşete dayanamayıp saati kimsenin çalıştıramayacağı şekilde kırarak kendini saat kulesine asarak intihar etmiştir. Tabii yıllar sonra başka bir saatçi saati tamir etmeyi başarmış.

Prag, Çek Cumhuriyeti'nde kış.  (Fotoğraf: Özge Şengelen)

Prag, Çek Cumhuriyeti’nde kış. (Fotoğraf: Özge Şengelen)

Saatin kendisi de hikayesi kadar ilginç, detaylı ve işlevsel. Okuyabilen biri için sadece zamanı göstermiyor, aslında pek çok bilgi veriyor. Ayın ve güneşin hareketlerini, Babil zamanını, yeni ve eski Avrupa zamanını ve Hıristiyanların kutsal günlerini gösterir.

Günün her saati, her biri farklı bir anlama sahip bazı figürler vardır. Elinde ayna tutan figür kibir ve kibri, bir elinde sopa ve para çantası tutan figür açgözlülüğü, iskelet figür ölümü, mandolin çalan figür neşe ve hazzı temsil etmektedir. Ölümü temsil eden iskeletin zilinin çalmasıyla başlayan animasyon, pencerelerde horozun ötmesi ile son bulur. İskelet zili çalarak insanlara ölümü hatırlatır ve elindeki kum saatini döndürür. Diğer figürler, ölmeye hazır olmadıklarını açıklamaya çalışarak başlarını sallarlar. Bu sırada saatin üzerindeki iki pencereden İsa’nın 12 Havarisi geçmektedir. Ardından pencerelerdeki horoz öter ve animasyon biter. Her şeyin geçici olduğunu ve ölümün her an gelebileceğini anlatan bu animasyonu izlemeden geçmemelisiniz.

Tyn Kilisesi

Yaklaşık 80 metre (260 fit) uzunluğunda iki muhteşem kulesi bulunan Tyn’den Önce Meryem Ana Kilisesi veya Tyn Kilisesi, Eski Şehir Meydanı’ndaki muhteşem duruşuyla hemen göze çarpıyor. 14. yüzyılda yapımına başlanan kilise, 16. yüzyılda tamamlanmıştır. Yapımı uzun zaman alan, gündüz ve gece ayrı bir ihtişama sahip olan kilisenin dış cephesi Gotik tarzda inşa edilmiş olsa da; İçeri girdiğinizde Barok detaylar dikkatinizi çekecektir.

Kafe Slavya

Legii Köprüsü’ne bakan cadde üzerinde yer alan Cafe Slavia, Türk şair Nazım Hikmet ve Fransız şair Guillaume Apollinaire gibi birçok ünlü şairin en güzel eserlerini verdiği yerdir.

Eiffel’den ilham alan, nehir kıyısındaki rasathane kulesi Petrin’e bakan kafeye birçok Fransız sanatçının Paris’teymiş gibi hissettikleri için geldiğini duydum.

Akşam soğuğu hissettirince kendimi bu kafeye attım. Sıcak bir kahve içtim ve masanın üzerindeki peçetelere Apollinaire’in dizelerini yazdım ve peçeteyi çantama koydum. Seyahatlerde pahalı hediyelik eşyalar almak yerine böyle orijinal şeyleri evime getirip toplamak en büyük hobim.

Prag’a hangi mevsimde giderseniz gidin Vltava Nehri’ne karşı bir şeyler içmek için mutlaka Cafe Slavia’ya uğramalı ve burada içki içen şairlerin tarihine tanıklık etmiş bu kafenin havasını solumalısınız.

Petrin Kulesi

Paris kadar romantik olduğunu düşündüğüm Prag’da, Eyfel Kulesi’nden esinlenerek Petrin Gözetleme Kulesi’ne mutlaka çıkmalı ve Prag’ın Barok ve Gotik mimarisini, Arnavut kaldırımlı sokaklarını ve büyüleyici Charles Köprüsü’nü yukarıdan izlemelisiniz. Cafe Slavia’ya bakan köprüden geçip fünikülere binebileceğiniz Petrin Kalesi’ndeki gözetleme kulesinin dışında manastırlar, aynalı bir labirent ve güzel bir bahçe var.

Dönüşte füniküleri kullanmaz ve yürürseniz karşınıza çok güzel manzaralı bir kafe çıkacak. Burada harika manzaraya karşı nefes alabilir ve bir şeyler içebilirsiniz.

Prag, Çek Cumhuriyeti'nde kış.  (Fotoğraf: Özge Şengelen)

Prag, Çek Cumhuriyeti’nde kış. (Fotoğraf: Özge Şengelen)

Zizkov Kulesi

Prag’ın en yüksek yapısı olan bu televizyon kulesinin dünyanın en çirkin yapılarından biri olduğunu duymuştum. 216 metre yüksekliğindeki bu kule modern ve asimetrik yapısıyla dikkat çekiyor. Bunun sadece bir televizyon kulesi olmadığını öğreniyoruz. İçinde tek odalı bir otelin bulunduğu kule ne kadar çirkin görünse de bu özelliği ile sıra dışı olmayı başarıyor. 73 metre yükseklikte inşa edilen otel dışında kulede harika bir manzara eşliğinde yemek yiyebileceğiniz bir restoran da bulunuyor. Yükseklik korkusu olmayanlar otel ve restoranı doyasıya yaşayabilirler.

Yazımı bitirirken Prag hakkında anlatacaklarımın bu kadar olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz çünkü Prag gerçekten tarihi bir hazine sandığı gibi. Bu sandığın ne kadar dolu olduğuna inanamayacaksınız. Prag Kalesi, Charles Köprüsü, Dans Eden Ev gibi ikonik yapıları ve daha birçok detayı bir sonraki yazıma sakladım. Charles Köprüsü’nün bitmeyen efsaneleri, dünyanın en büyük kalelerinden biri olan Prag Kalesi’nin görkemli yapıları ve Prag’da mutlaka görülmesi gereken yerler hakkında daha fazlasını bir sonraki yazımda okuyabilirsiniz.

Gördüğünüz gibi küçük görünen bu orta çağ şehri sayısız hazineyi içinde barındırıyor.

Kafka’nın dediği gibi gitmene izin vermiyor. Keşfedilmeyi bekleyen tarihi ve bitmeyen efsaneleri ile sizi hikayeler anlatan sevgili bir anne gibi kucaklıyor.

.