Mart 24, 2023

Diyarbakır Haber

Diyarbakır Haberleri

Bakır tarihi ve sanatı: Geleneksel Türk el sanatlarının aletleri

Keşfi tarih öncesi çağlara kadar uzanan bakır, alet ve silah yapımında kullanılan ilk metal olmuştur. İlk örneklerin Mezopotamya’nın güneydoğu köşesindeki Chaldea’da MÖ 4000 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır. geçmişten günümüze sanayide ve günlük hayatta geniş bir kullanım alanı bulmuş, yeni sanat dalları yaratmıştır.

Bakır, kolay işlenebilmesi nedeniyle eski çağlardan beri kullanılan bir metaldir. Bakır işçiliği, başta Gaziantep ve Şanlıurfa olmak üzere Anadolu’nun her bölgesinde, günlük kullanım veya dekoratif objeler için birçok bakır ürünün üretildiği kadim bir geçmişe sahiptir.

Türk el sanatları çok geniş bir kol yelpazesine sahiptir ancak en önemlilerinden biri bakırcılık sanatıdır. Geçmişte değerli ve günlük kullanım eşyalarının üretildiği bakırcılık alanı, günümüzde daha çok dekorasyon amaçlı üretilen el işi ürünlere ağırlık vermektedir.

Bir dükkanda satılan çeşitli bakır ürünler.  (Shutterstock Fotoğrafı)

Bakır doğada hem doğal bir mineral hem de cevher olarak bulunur. Ham bakır parçaları, dere yataklarında veya bakır cevherlerinin aşınmış üst katmanlarında bulunur. Bakır, yüzeyi zamanla morumsu yeşile dönen oksitlenmiş bir metaldir, bu nedenle altın kadar parlak kalmaz.

Bakır, aşınma direnci, işlenebilirliği, yüksek termal ve elektrik iletkenliği ve dış etkilere karşı direnci nedeniyle alüminyumdan sonra endüstride ve günlük hayatta en çok kullanılan metal olmaya devam etmektedir.

Önemli bakır yatakları Şili, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Rodezya, Kongo, Rusya ve Peru’da çıkarılmaktadır.

Dünyada bakırcılığın beşiği olan Anadolu toprakları da zengin bakır yataklarına sahiptir. Örneğin akademisyenler, Doğu Anadolu’daki Ergani bakır yatağının 7000 yılı aşkın bir süredir bakır madenciliği alanı olduğunu belirtiyorlar. Raporlara göre bugün Anadolu’da 500’e yakın bakır cevheri yatağı bulunuyor.

Bir zanaatkar, bakır bir eşya üretmeye çalışır.  (Shutterstock Fotoğrafı)

Bir pazarda satılan bakır cezveler.  (Shutterstock Fotoğrafı)

Türkiye’deki başlıca bakır yatakları Artvin’de Murgul, Rize’de Çayeli, Elazığ’da Ergani, Giresun’da Kızılmaya, Kastamonu’da Küre, Trabzon’da Kutlular, Giresun’da Köprübaşı, Balıkesir’de Dursunbey, Denizli’de Babadağ ve Artvin’de Kuvarshan’dır. Türkiye, dünya bakır rezervlerinin %0,17’sine ev sahipliği yapmaktadır.

Madencilik sanatı Türklerin en eski sanatlarından biridir. Bu nedenle metal işleyen Türkler, İslam öncesi ve sonrasına ait pek çok metal örneği bırakmışlardır. Sonuç olarak, günümüze ulaşan metal eserlerin çoğu, bakır dövme teknikleriyle yapılmış bakır parçalardır.

Özellikle büyük Selçukluların madeni işlerinde çeşitli tekniklerin kullanılması, onların bu sanatta elde ettikleri üstün başarıyı göstermektedir. Hitit, Urartu, Frig, Hellenistik Roma, Bizans ve Türk dönemlerinde Anadolu’da ileri bakırcılık atölyelerinin çeşitli tekniklerle çalıştığı günümüze ulaşan çok sayıda parçadan anlaşılmaktadır.

Konya, Mardin, Hasankeyf, Diyarbakır, Cizre, Harput, Erzincan ve Erzurum Selçuklular döneminde atölyelerin yoğunlaştığı bölgelerdir. Osmanlı döneminde bakır yataklarının daha yoğun işletilmesi nedeniyle yeni atölyeler oluşturulmuş ve bu sanata verilen önem artmıştır.

Bir bakırcı, bir bakır levhayı elle oyuyor.  (Shutterstock Fotoğrafı)

Bir dükkanda çeşitli bakır eşyalar.  (Shutterstock Fotoğrafı)

Bakır kolay işlenebilen bir metal olduğu için her devirde kullanılmıştır. Sonuç olarak en minyatür fincanlardan dev kazanlara kadar bakır ürünler her çağda üretilmiş ve bulunmuş ve bu el sanatı zamanla bir sanat haline gelmiştir.

Tokat ili daha çok bakır sanatçılarıyla tanınır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Tokat’ta standart bir meslek olan bakırcılık, o dönemde adını dövme bakırcılıkla duyursa da günümüzde az sayıda ustayla devam etmektedir. Şehirdeki işletmelerin ürettiği ürünler arasında kazanlar, leğenler ve kaplar en fazla olanlardır. Bunun çeşitli sebepleri var ama en önemlisi bu ürünler Tokat pazarında hala alıcı bulabiliyor.

Yörede kışlık erzak olarak salça, pekmez, konserve gibi yiyeceklerin evlerde hazırlanmasında bakır kazan ve leğenler sıklıkla kullanılmaktadır. Bakır çömlekler ise doğrudan kullanım amacından ziyade süs eşyası olarak satın alınmaktadır. Farklı sebeplerle de olsa şehirde birkaç usta bu iş kolunda çalışmaya devam etmektedir.

Bakır dövülüp şekillendirildikten sonra, genellikle yüzeyinde desenler kazınır. Bakırın işlenmesinde dövme tekniği kullanılmaktadır.

Bir pazarda satılan çeşitli bakır ve metal ürünler.  (Shutterstock Fotoğrafı)

Bir dükkanda satılan bakır cezveler.  (Shutterstock Fotoğrafı)

Dövme tekniğinde “oyuk açma” ve “toplama” adı verilen iki farklı yöntem kullanılır. Aşındırma “kabartma” ve “zımba” yöntemleriyle gerçekleştirilir. Keski kalemlerle çizilen motifler, uçlarında çeşitli motif desenleri bulunan zımba ve üflemeli kalemlerle vurularak bakır üzerine işlenir.

Bakır üzerine çeşitli gravür stilleri de vardır. Bunlar kabartma, kazıma ve ajur olarak adlandırılan stillerdir. Vazolar, saksılar, tepsiler ve çeşitli dekoratif süs eşyaları en çok aranan el işi bakır eşyalar arasındadır. Üretilen ürünlerin büyük çoğunluğu turistik hediyelik eşyalar için süs eşyalarıdır.

%70 bakır ve %30 çinkonun karıştırılmasıyla elde edilen pirinç de bakırcılar tarafından motiflerle işlenmekte ve bununla çeşitli ürünler meydana getirilmektedir.

Daily Sabah Bülteni

Türkiye’de, bölgesinde ve dünyada olup bitenlerden haberdar olun.

BENİ KAYDET

İstediğiniz zaman abonelikten çıkabilirsiniz. Kaydolarak Kullanım Koşullarımızı ve Gizlilik Politikamızı kabul etmiş olursunuz. Bu site reCAPTCHA tarafından korunmaktadır ve Google Gizlilik Politikası ile Hizmet Şartları geçerlidir.

.